Prijevod od "yanlış yere" na Hrvatski


Kako koristiti "yanlış yere" u rečenici:

Her yerde yanlış yere suçlanmış insanlar görmeye mi başlayacaksın?
Da li ćeš viđati krivo optužene ljude posvuda?
Baş davulcu olmanın tek sebebi dosyayı yanlış yere koymuş olman.
Jedini razlog zašto si u jezgri je zato što si zagubio mapu.
Böyle yanlış yere olan bir bağımlılık, işime yarayabilir.
Mogao bih iskoristiti tu pogrešnu privrženost.
Görünüşe bakılırsa, yine yanlış yere geldim.
Opet sam se našao na krivom mjestu.
Bu sefer seni yanlış yere getirdim.
Ovaj sam te put odveo na pogrešno mesto.
Bizi yanlış yere göndermenin cezasını çekeceksin.
Platit ćeš što si nas poslao na krivu zabavu.
O halde yanlış yere gelmişsiniz, değil mi?
Pa, onda ste na krivom mjestu, zar ne?
Bana bu yaptığınız, 60 Dakika programında yayınlanan, yanlış yere suçlanmış insanların başına gelenlerle aynı.
Ovo ima sva obilježja krivih presuda u slučajevima zamjene osoba koji su tako popularni u 60 Minutes.
Beyler, ben, herhalde, yanlış yere geldim, bir üste çıkacaktım.
Momci, vjerojatno sam pogriješio kat, vjerojatno, treba ići više.
Sana bir şeyler yazan insanlardan sakınmalısın bu anlamsız olur ve seni yanlış yere saptırır.
Moraš paziti da ti drugi ljudi ne pišu bilješke za tebe to neće imati smisla ili će te odvesti na pogrešan put.
Bak, ben para istemekten nefret ederim ama cüzdanımı yanlış yere koymuşum galiba.
Vidi, ovaj... Ne bih da se grbavim, ali mislim da sam negde zaturio novčanik.
Yanlış yere en ufak darbe, tetiğini çekebilir.
Najmanji udar na pogrešno mjesto može je aktivirati.
Bir de ksilofonunu yanlış yere koymuş.
Izgleda da je izgubio svoj ilofon.
Bu arada haberin olsun, tetriste parçayı yanlış yere koydum ve oyunu bitirdim.
Oh! ubacio sam deo tetrisa na pogresno mesto i zavrsio igru.
Eğer bir barınak arıyorsan yanlış yere geldin.
Ako tražiš utočište, došla si na krivo mjesto.
Birileri ondalık hane noktasını %90 civarında yanlış yere yazar.
U 90% slučajeva neko smesti decimalni zarez na krivo mesto.
Hayır, hayır, cam, yırtık boyunca yanlış yere baktık.
Ne, ne, Kem, duž proreza je bilo pogrešno mjesto za traganjem.
Arkadaşlar üniversitemiz yanlış yere kurulmuş olabilir ancak, mezunları ile sağlam bir kaya gibi ayaktadır.
Hej, Marty! Ljudi, naši osnivači su gradili na lošem zemljištu, ali su naši kadeti čvrsti kao stijena.
Bunu yanlış yere koydu diye hizmetçiye fena çıkışmıştım.
Jako sam se ljutila na Consuelu što je ovo zagubila.
Bunun sadece sıradan bir lise klubü olduğunu düşünüyorsanız burayı, herhangi bir büyük sosyal sorun veya karışık cinselliğinizi şarkı söylerek ve dans ederek çözebilecek bir yer olarak görüyorsanız, yanlış yere geldiniz.
Ali ako mislite da je ovo neki srednjoškolski klub da plešete i pjevate o svojim socijalnim problemima ili o zbunjenosti seksom, na pogrešnom ste mjestu.
Neyse, atıştırmalıkları yanlış yere koyduğum ortaya çıktı.
Ispostavilo se da nisam izgubio svoje kolačiće.
Yanlış yere koyduğun ne bu kadar önemli olabilir ki?
Što ti to tako bitno zametnuo?
Ama ben bu güne kadar kenara itildim, yanlış yere suçlandım soyuldum, yaralandım ve yeterince hakarete uğradım.
ALI MENE SU SKLANJALI, POGREŠNO OPTUŽIVALI, PLJAČKALI, RANJAVALI, I VREĐALI DOVOLJNO.
Çok elzem bir belge, ya yanlış yere kondu ya da muhtemelen yok edildi.
Presudan dokument, ili zagubljen, ili, moguće je, uništen.
Ama o döndüğünde yanlış yere baktığımı...
No, ispostavilo se, da sam tražila na krivom mj...
Şu cesur genç süvarilerden birini yanlış yere koyduğunu düşünüyorum.
Vjerujem da ste zamijenili jednu od tih s neustrašivim mladim dragunom.
Rapçilerin 99 ya da daha fazla problemi olabilir maaş çekini yanlış yere vermek onlardan biri değil.
Pa, reperi možda imaju puno problema, ali ne i da izametnu svoju plaću.
Hâlâ yanlış yere geldiğimizi düşünüyor musun?
Ipak mislim da smo doąli na krivo mjesto?
Hayır, sadece bazen eşyalar yanlış yere gönderilebilir diyorum.
! Ne, ali katkad prtljagu pošalju pogrešnim putem.
Başka bir yerde olduğumuzu söyleyip sivilleri yanlış yere yönlendirebiliriz.
Podvala poruke govoreći da smo negdje drugdje - pošalji civile na divlje guske.
İdareten kendi teknemi yanlış yere koymuşum ve başkasına ait olan ve benimkine baya benzeyen bir tekneyi almışım.
Privremeno sam zametnuo svoj i uzeo drugi koji je pripadao nekom drugom i izgledao jako slično.
Benimde yanlış yere odaklandığımı fark edene kadar ki sorum buydu.
To je ono što ja ne mogu shvatiti sve Shvatio sam da s naglaskom na krivu stvar.
Birazdan duyacakların, yanlış yere olan sadakatinin sonuçları.
Ono što ćeš čuti posljedica je tvoje pogrešno usmjerene lojalnosti.
Evet, Basra'ya gidecek 249'luklar için talep yolladım ve belgelerimizi yanlış yere yollamışız.
Poslao sam zahtjev za slanje puški M249 u Basru i izgleda da smo zagubili papirologiju.
Yapılabilecek tüm araştırmaları yaptım ve bir gün, yanlış yere baktığımı farkettim.
Sada, ja sam učinio sve istraživanja postoji, i jedan dan, shvatio sam da gleda na to u redu.
Eğer yanlış yere suçlandıklarını sezerlerse, çileden çıkacaklardır, sadece zaman zaman değil, ama tüm görüşme süresince; tüm görüşme boyunca çileden çıkacaklardır.
Razbjesnit će se ako u tijeku intervjuiranja osjete da su pogrešno optuženi, i to ne samo na trenutke, nego će biti razdražljivi tijekom čitavog postupka intervjuiranja.
Ya sen ne aradığını bilmiyorsun, ya da yanlış yere bakıyorsun."
Ti ili ne znaš što tražiš ili tražiš na krivom mjestu.“
Ya da bir parçayı tasarlarken, onu ya yanlış yere koyamayacağınızdan emin oluyorsunuz ya da eğer koymuşsanız, hiç önemi yok, çünkü tasarım tamamen simetrik.
Ili, kad konstruirate element, osigurajte da ga ili ne možete pogrešno postaviti, ili, ako to i učinite, to nije važno, jer je element simetričan.
1.1394131183624s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?